MENU

PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

PRATİK LİNKLER

HAVA DURUMU

SİTE SAYACI


Ziyaretçi Sayımız: 384176

  DUYURULAR

Tasfiye ye giren şirketin kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamelerini verip vermeyeceği hakkın

 

 
Sayı    :  B.07.1.GİB.4.34.16.01/ KVK-17/                          
Konu  :  Tasfiye ye giren şirketin kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamelerini  verip vermeyeceği hakkında.
 
Beşiktaş-İSTANBUL
 
İlgi    :   …/02/2008 tarihli dilekçeniz.
 
 
            İlgide kayıtlı dilekçenizde .. Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün .. vergi numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuzu ve şirketinizin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu'nca...12.2006 tarihinde tescil edilen ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği ve tasfiye işlemlerinin ...01.2008 tarihinde tescil edildiği belirtilerek, şirketinizin 2004 yılı faaliyetinin zararla, 2005 yılı faaliyetinin karla sonuçlandığı, 2006 yılı faaliyetinin ise zararla sonuçlandığı  ve geçmiş yıl zararlarından dolayı vergi matrahı oluşmadığı ancak, tasfiye döneminde olduğunuz Mart, Nisan ve Mayıs 2007 döneminde farklı müşterilerinizden gelen talep doğrultusunda müşterilerinize tanıtım ve organizasyon hizmeti vermeniz karşılığında toplam 6.000,00 YTL+KDV tutarında gelir elde ettiğinizi ve söz konusu fatura bedellerini muhasebe kayıtlarınıza gelir olarak kaydederek ilgili dönem KDV beyannamesi ile beyan ettiğinizi, öte yandan elde ettiğiniz gelirden dolayı geçici vergi beyannamesi verme mükellefiyetiniz olmadığı ve geçmiş yılların  mali zararlarının mahsubundan dolayı ödenecek vergi çıkmayacağı düşüncesiyle geçici vergi beyannamesi vermediğinizi açıklamak suretiyle, şirketinizin tasfiye döneminde elde edilen hizmet gelirinden dolayı geçici vergi mükellefiyeti doğurup doğurmayacağı ile söz konusu gelirler nedeniyle vergi dairesindeki mükellefiyet terkinine bir etkisi olup olmadığı hususunda   görüşümüz sorulmaktadır.
       5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde kurumlar vergisinin mükellefleri bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesinin 1. fıkrasında; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.” hükmüne yer verilmiş olup, 4. fıkrasında ise; “Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ve bu Kanunda yazılı gerçek (Bilanço veya işletme esası hesabı ) veya basit usullere göre tespit edilir.” hükmü yer almıştır.
 Aynı Kanunun “Tasfiye” başlıklı 17 inci maddesinin (1) fıkrasında; Tasfiye dönemi: Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur.
 
a) Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.
 b) Tasfiyenin başladığı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.
 c) Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve anılan dönemlerde fazla ödenen vergi mükellefe iade edilir.
 ç) Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde tarh zamanaşımı, tasfiyenin sona erdiği dönemi izleyen yıldan itibaren başlar.
 d) Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri, tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlar.
(2) Tasfiye beyannameleri: Tasfiye beyannameleri, tasfiye memurları tarafından tasfiye dönemlerinin sonundan itibaren Kanunun 14 üncü maddesinde yazılı sürelerde; tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesi ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilir.
(7) Tasfiye memurlarının sorumluluğu: Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilden sorumlu olurlar.
            ...” hükümleri yer almıştır.
            Yine aynı Kanunun 32. maddesinde, Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından câri vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödeyecekleri belirtilmiş olup, Gelir Vergisi Kanununun “Geçici Vergi” başlıklı Mükerrer 120. maddesinde de; “…işin bırakılması halinde, işin bırakıldığı dönemi izleyen dönemlerde geçici vergi ödenmez” denilmiştir.
            Bu itibarla, her tasfiye dönemi için hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına kadar bağlı bulunulan vergi dairesine boş olarak dahi olsa Kurumlar Vergisi beyannamesi verilmesi gerekmektedir. Ancak, yukarıda yer alan hükümlerde de belirtildiği gibi tasfiye süresince geçici vergi beyannamesi verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, tasfiye döneminde, şirket varlıklarının paraya çevrilmesi, alacakların tahsili, borçların ödenmesi ve artan kısmın paylaşılması esastır. Bu nedenle, tasfiye ye giren kurumların, tasfiye döneminde tasfiye dönemi ile ilgili faaliyetleri dışında ticari faaliyette bulunmaları mümkün bulunmamaktadır. Ancak, tasfiye sürecinin herhangi bir aşamasında tasfiyeden vazgeçilmesi veya tasfiye faaliyetleri dışında ticari faaliyette (yeni taahhüt işi, mal ve hammadde alımı vb. gibi) bulunulması halinde, bu durumun meydana geldiği tarihten itibaren tasfiye hükümlerinin uygulanmayacağı ve normal faaliyet yönünden mükellefiyetin devam edeceği tabiidir.
Ayrıca, tasfiye ye giren şirketler yeni ticari iş muameleler yapamayacakları gibi tasfiye memurları da tasfiyeyi bir an önce sona erdirmek amacıyla şirketlerin başlamış ve devam eden tüm işlerini en kısa zamanda tamamlamak için gerekeni yapmak zorundadırlar. Ancak, bu işlerle ilgili olarak gerekli iş ve işlemler yani alım, satım yapmaları, tasfiye halinde bulunan şirketlerin ticari faaliyette bulunduğu anlamına gelmeyecektir.
     Ancak, şirketinizin tasfiye dönemi içerisinde şirket faaliyet konusu ile ilgili olarak müşterilerine tanıtım ve organizasyon hizmeti vermesi; tasfiyeyi bir an önce sona erdirmek amacıyla şirketin başlamış ve devam eden tüm işlerini en kısa zamanda tamamlanmasına yönelik olmayıp tasfiye ile ilgili faaliyet dışında yeni bir ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, ilgi dilekçenizle, söz konusu (tanıtım ve organizasyon hizmeti) faaliyetiniz karşılığında toplam 6.000,00 YTL+KDV tutarında gelir elde edildiği beyan edildiğinden, şirketinizin hukuki varlığının ve ticari faaliyetinin devam etmekte olduğunun kabulü gerekmektedir.
 Dolayısıyla, bu durumun meydana geldiği tarihten itibaren tasfiye hükümlerinin uygulanmayacağı ve normal faaliyet yönünden mükellefiyetin devam edeceği ayrıca, söz konusu faaliyete ilişkin elde edilen gelirlerin ticari kazanç hükmünde değerlendirilerek kurum kazancına dahil edilip genel esaslara göre beyan edilmesi gerekmekle birlikte, cari vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve Kurumlar Vergisi oranında geçici vergi ödeyeceğiniz tabiidir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
                                                                                                           
 

Soru:
Tasfiye halindeki şirketlere geçici vergi beyannamesi verilmesi gerekir mi?
.
Cevap:
Sayın Karaarslan,
Tasfiye halindeki kurumlar geçici vergi vermezler. Tasfiyeye girdikleri tarihi ihtiva eden geçici vergi dönem kazançları üzerinden geçici vergi ödeyecekler, bu dönemden sonra geçici vergi beyannamesi vermeyeceklerdir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 217 Sıra Numaralı Genel Tebliği’nin 4.10. İşi Bırakan veya Tasfiyeye Giren Mükellefler başlıklı bendinde:Bilindiği üzere kurumlar, yetkili organlarının veya mahkemelerin kararı ile tasfiye edilirler. Kurum yetkili organınca tasfiyeye karar verilmesi halinde tasfiyenin Ticaret Sicili’ne tescil edilmesi gerekir. Bu şekilde tasfiyeye giren kurumlar, Ticaret Sicili Memurluğu’ndan alacakları tasfiyeye girildiğinin tescil edildiğini belirten bir belgeyi, mahkeme kararıyla tasfiyeye giren kurumlar ise mahkemeden alacakları tasfiyeye girildiğini belirten kararı tasfiyeye giriş bilançosu ile birlikte bağlı bulundukları vergi dairesine ibraz edeceklerdir. Kurumlar, tasfiyeye girdikleri tarihi ihtiva eden geçici vergi dönem kazançları üzerinden geçici vergi ödeyecekler, bu dönemden sonra geçici vergi beyannamesi vermeyeceklerdir.
Tasfiye döneminde, şirket varlıklarının paraya çevrilmesi, alacaklarının tahsili, borçların ödenmesi ve artan kısmın paylaşılması esastır. Bu nedenle, tasfiyeye giren kurumlar, tasfiye döneminde geçici vergi ödemeyeceklerdir. Bununla birlikte, kurumlar tasfiye ile ilgili faaliyetleri dışında ticari faaliyette bulunmaları veya tasfiyeden vazgeçmeleri halinde, bu tarihten itibaren geçici vergi mükellefiyeti doğacaktır.
Geçici vergi beyannamesinin verilme süresinden önce aynı dönemi içeren gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi halinde, bu dönem için ayrıca geçici vergi beyannamesi verilmeyecektir.” açıklamaları yer almaktadır.
Saygılarımla.